- AKP İktidarında Soruşturma Sayısı 3,2 Kat Arttı
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmaların sayısı (soruşturma dosya sayısı) 2 milyon 935 bin 300 iken neredeyse her yıl düzenli bir artış yaşanmış ve 2022 yılı sonunda bu sayı 10 milyon 598 bin 645’e yükselmiştir. Yüzde 299’luk bir artış söz konusudur. Oysa aynı dönem nüfus artışı sadece yüzde 27,5’tur.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonrasında 2003-2022 yılları arasında yıl içinde açılan toplam dosya sayısı 69 milyon 463 bin 779’dur.
Yukarıdaki grafiğin dikkat çekilmesi gereken yanlarından biri de “Karara Bağlanan” ve “Gelecek Yıla Devreden” dosya sayılarıdır. AKP iktidarından önce yıl içinde “Karara Bağlanan” dosya sayısı “Gelecek Yıla Devreden” dosya sayısının yaklaşık iki katıyken yıllar içinde “Gelecek Yıla Devreden” dosya sayısı “Karara Bağlanan” dosya sayısının önüne geçmiştir. Bu durum adli sistemin tıkanmaya başladığının bir göstergesidir. Buna ek olarak dosyaların sonuçlandırılma sürelerinin yaklaşık iki kat artışmış olması da bu tıkanıklığa işaret etmektedir. AKP iktidara geldiğinde bir dosyanın ortalama sonuçlandırılma süresi 212 gün iken 2022 yılında bu süre 402 güne çıkmıştır. Bir sonraki yıla devreden dosya sayısının her yıl artması, adli sistemi dosya yükü altında ezmekte ve dosyaların sonuçlandırılma sürelerini arttırmaktadır.
- AKP İktidarında Faili Meçhul Dosya Sayısı 4,4 Kat Arttı
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında toplam faili meçhul dosya sayısı 961 bin 153 iken bu sayı 2019 yılı sonunda bu sayı 4 milyon 256 bin 126’ya çıkmıştır.[1] Yukarıdaki grafik bu artışı göstermenin yanı sıra faili meçhul dosyaların oran olarak durumunu da ortaya koymaktadır. AKP iktidarının ilk yılında faili meçhul dosyaların toplam dosyalara oranı yüzde 32,74 iken bu oran 2013 yılında yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Son dört yılda bir gerileme görülse de 2022’de bu oran hala yüzde 35,21 seviyesindedir.
Faili meçhul dosya oranının ciddi oranda artış göstermesi ve son yıllarda (isim değişikliğiyle gündeme gelen istatistiki oynama dikkate alınmazsa) mevcut dosya sayısının yaklaşık yarısını oluşturuyor olması adli sistemdeki tıkanıklığı göstermenin yanı sıra soruşturma mekanizmasının işlemediğinin ve başarısız olduğunun bir göstergesi olarak da görülebilir. AKP iktidarında soruşturma sayıları hızla artarken adli mekanizmalar artan dosya yükünün altında ezilmiş ve hem “Gelecek Yıla Devreden” hem de faili meçhul dosya sayıları hızla artmıştır.
- 2022 Yılında 12 Yaş Üzeri Her 6 Kişiden 1’i Soruşturmaya Tabi Tutuldu
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı verilerin eksikliği nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen toplam kişi sayısının AKP iktidarındaki artışını net olarak söyleyebilme imkanı yoktur. Hakkında soruşturma yürütülen toplam kişi sayısı 2009 yılından itibaren açıklanmaya başlanmıştır. Yıl içinde başlatılan soruşturmalardaki kişi sayısına ilişkin veriler ise 2002 yılından itibaren bulunabilmektedir. Eksik ve bu nedenle net bir değerlendirme yapılmasına imkan vermeyen bu rakamlara bakıldığında dahi hakkında soruşturma yürütülen kişi sayısının 2 katından fazla artış gösterdiğini görmek mümkündür.
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre 2022 yılında hakkında soruşturma yürütülen toplam kişi sayısı 16 milyon 520 bin 154’dür. Ancak bu “dosya bazlı şüpheli” sayısıdır. Bir kişi hakkında yürütülen birden fazla soruşturma varsa kişi her bir dosya için ayrıca sayılmış ve toplama dahil edilmiştir. 2022 yılı Adalet İstatistikleri’nde ise “dosya bazlı” verilerin yanı sıra ilk defa “kişi bazlı” veriler de açıklanmaya başlanmıştır. Yani “Cari yıl içinde bir şüphelinin birden fazla dosyası var ise, o şüpheli tekil olarak” ele alınmış ve veriler böyle sunulmuştur.[2] Bu veriye göre 2022 yılında hakkında soruşturma yürütülen “tekil şüpheli” sayısı 11 milyon 906 bin 893’tür. Bu şüphelilerden 11 milyon 495 bin 388’i “TC Uyruklu”dur. Bu veri dikkate alındığında görülmektedir ki 2022 yılında Türkiye’deki her 100 vatandaştan 7,4’ü bir soruşturmaya tabi tutulmuştur. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken ikinci bir ayrıntı daha söz konusudur. Şüpheli, sanık, tutuklu/hükümlü verilerini içeren adli istatistikler değerlendirilirken genel nüfus yerine (yani her 100 bin kişide kaç kişinin soruşturulduğuna bakmak yerine) cezai ehliyete sahip olan yaş grubunu baz almak gerekmektedir. Bu nedenle hakkında soruşturma yürütülen kişi sayısının her bir vatandaşa değil 12 yaş ve üzeri nüfusa oranı önem taşımaktadır (Türkiye’de “cezai ehliyet” yaşı 12’dir, insanlar 12 yaşından itibaren hapis cezasına çarptırılmakta ve tutuklanabilmektedir). Bu orana bakıldığında görülmektedir ki 2022 yılında, Türkiye’de cezai ehliyete sahip 12 yaş ve üzeri her 100 bin kişiden 16 bin 242’si yani yaklaşık her 6 kişiden 1’i “şüpheli” sıfatıyla soruşturmaya tabi tutulmuştur. Bu oranın, verilerine sahip olduğumuz 2009 yılından itibaren her yıl arttığını göz önüne alırsak artışın devam edeceğini öngörmek mümkündür.
- Haklarında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar Verilen 5 Milyon İnsan
AKP iktidarında yürütülen soruşturmalar sonucunda haklarında kamu davası açılan kişilerin oranı yüzde 45’ten 35,9’a gerilerken, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişilerin oranı ise 44,3’ten yüzde 50,4’e yükselmiştir. 2022 yılındaki görece düşüş dikkate alınmazsa son 5 yıldır ise haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilenlerin sayısı neredeyse her yıl artış göstermektedir.[3] Bu rakamlar AKP iktidarında giderek daha fazla sayıda insanın “suçsuz” olmalarına rağmen “şüpheli” sıfatıyla adli sürece dahil edildiğini göstermektedir. Hakkında soruşturma yürütülen insanların yarısından fazlasının soruşturmalar sonucunda “suçsuz” bulunması ya da ortada bir suç bulunmadığına karar verilmesi, soruşturma makamlarının (savcılıkların) daha başlangıçta gereksiz dosya yükü altında bırakıldığını göstermektedir. İnsanların yarısından fazlasının ortada bir suç yokken ya da suçsuzken adli sürece dahil ediliyor olması önemli bir tespittir ve gerekçeleri gerek Türkiye’nin sosyolojik yapısına gerekse de Türkiye’deki yargı sisteminin tıkanıklığına ve Türkiye’nin siyasal rejimine dair önemli açıklamalar getirebilecektir. Türkiye, kendi vatandaşlarına karşı ciddi bir kriminalizasyon süreci içerisindedir ve AKP iktidarında bu daha da artmıştır.
- 14 Yılda Siyasi Gerekçelerle Soruşturma Geçiren En Az 4 Milyon İnsan
Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından sonuçlanan soruşturmaların savcılık makamına ve soruşturmanın yürütüldüğü yasa maddelerine göre dağılımına bakıldığında görülmektedir ki 2009-2022 yılları arasında en az 4 milyon 83 bin 105 kişi hakkında siyasi gerekçelerle soruşturma yürütülmüştür.
Siyasi Gerekçeli Soruşturma Sayısı Nasıl Hesaplandı?
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı Adli İstatistik yıllıklarında sunulan aşağıdaki üç tablodaki veriler kullanılmıştır:
1- Cumhuriyet Başsavcılıklarında TCK Uyarınca Sonuçlanan Soruşturmalardaki Suç Sayısının Karar ve Suç Türüne Göre Dağılımı
2- Cumhuriyet Başsavcılıklarında Özel Kanunlar Uyarınca Sonuçlanan Soruşturmalardaki Suç Sayısının Karar ve Suç Türüne Göre Dağılımı
3- TMK 10. Madde ile Görevli Cumhuriyet Başsavcılıkları Şüpheli Karar Oranları
İlk tabloda 30 farklı suç grubunun bilgileri ayrı ayrı veriliyor olsa da Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör suçları” başlıklı üçüncü maddesi ile “Terör amacı ile işlenen suçlar” başlıklı dördüncü maddesi dikkate alınarak sadece “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”, “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” ile “Kamu Barışına Karşı Suçlar” ve “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” kapsamındaki soruşturmalar çalışmamıza dahil edilmiştir. Oysa ki TMK’nın dördüncü maddesi TCK kapsamındaki başka suç gruplarının da “terör suçu” olmasa da terör amacıyla işlenebileceğini söylemektedir. Örneğin “Malvarlığına karşı suçlar”, “Vücut dokunulmazlığına karşı suçlar”, “Bilişim alanında suçlar” vb. kapsamında siyasi gerekçelerle soruşturmaya uğramış kişiler de olabilir ancak bu çalışmada TCK kapsamında sadece yukarıda adları anılan 5 suç grubunun sayıları çalışmaya dahil edilmiştir.
İkinci tablo kapsamında ise bazı yıllar 32 bazı yıllar 33 suç grubunun verileri sunulsa da “Terörle Mücadele Kanunu”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun”, “Siyasi Partiler Kanunu” ve “Sendikalar Kanunu” kapsamındaki soruşturmaların sayıları çalışmaya dahil edilmiştir.
Üçüncü tablo ise zaten Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında soruşturmalar yürüten Cumhuriyet Başsavcılıkları’nın rakamlarının içerdiği için buradaki rakamların tamamı dahil edilmiştir.
Dolayısıyla “Hakkında Siyasi Gerekçelerle Soruşturma Yürütülen Kişi Sayısı”nın yıllık dökümleri çıkarılırken sadece “terör” olarak kodlanan ana suç gruplarına dair rakamlar dikkate alınmış, terör amacıyla işlenen suçlar/kişiler kapsam dışı bırakılmıştır. Çünkü sunulan tablolarda diğer suç gruplarının kaçının “terör” amacıyla işlendiğine dair bir veri sunulmamaktadır. Bu nedenle bu çalışma kapsamında “en az 3 milyon 824 bin 291 kişi hakkında siyasi gerekçelerle soruşturma yürütülmüştür” denilmektedir. Bu sayının “terör amacıyla işlenen suçlar” da dahil edildiğinde en azından iki katına çıkacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmakta olan Adli İstatistikler’in 2009 yılı öncesine ait olan verileri internet sitesinden kaldırıldığı ve artık bu verilere ulaşmak mümkün olmadığı için siyasi gerekçelerle yürütülen soruşturmalara dair AKP iktidarının tümünü kapsayan bir değerlendirme yapma olanağı ne yazık ki yoktur.[4] 2009-2022 arası verilere bakıldığında ise 2013 yılındaki “Gezi Olayları” sonrasında 2014 yılında kısmi bir artış olduğu ancak asıl yükselişin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sonrasında yaşandığı görülmektedir. Gezi Olayları’nın etkisiyle 15 binlerden 17 binlere yükselen ve 2015’te yeniden 13 binlere gerileyen siyasi gerekçeli soruşturmaların sayısı, darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında 37 bine, 2017’de ise 66 bine yükselir. 2017’den sonra her yıl düzenli bir düşüş yaşansa da hala 2015’dekilerin iki katından fazla siyasi soruşturma söz konusudur. Darbe girişiminin bir kırılma yarattığı ve aradan 5 yıl geçmesine rağmen siyasi gerekçeli soruşturmaların hala çok yüksek olduğu görülmektedir.[5]
Uluslararası Kuruluşlara Verilen Aldatıcı Rakamlar
Şüpheli istatistiklerini Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği de yayınlıyor. Hem BM hem de AB’nin açıkladığı veriler gözden geçirildiğinde birkaç önemli tespit yapabilmek mümkün:
- BM ve AB’nin açıkladığı istatistiklerde Türkiye’ye ilişkin rakamlar, ASİGM’nin Türkiye’de açıkladığı rakamlardan oldukça düşüktür.
- Rakamlar düşük olmasına rağmen Türkiye hem BM’nin hem de AB’nin listesinde ilk sıralarda yer almaktadır.
BM’nin kendi sitesinde “Persons Prosecuted” (Soruşturulan Kişiler) adlı, 2003-2018 yıllarını kapsayan ve yıllara göre 44 ile 77 ülkenin verilerini sunduğu detaylı bir çalışma mevcut.[6] Bu çalışma içinde Türkiye’nin verileri de görülebiliyor. Avrupa Birliği’nin istatistik kurumu Eurostat’ın sitesinde ise 2010-2021 yıllarını kapsayan ve 41 ülke ve bağlı bölgenin verilerini içeren istatistiklere ulaşabilmek mümkün. Ancak Eurostat’ın bu çalışmaları içerisinde Türkiye’nin sadece 2011 ve 2012 yılı verileri sunulmuş, diğer yıllar boş bırakılmış.
Tabloya bakıldığında görülmektedir ki BM’nin ve AB’nin açıkladığı rakamlar Türkiye’nin ülke içinde açıkladığı istatistiklerden oldukça düşüktür. Türkiye’nin, BM ve AB’ye şüpheli sayılarını bazı yıllar ülke içinde açıkladığı rakamların yarısından daha düşük olarak sunmasının nedeni açıklanmaya muhtaçtır. Bu farklılık eğer ki açıklanan verilerin farklı kriterlere dayalı olarak toplanmasından kaynaklanmıyorsa geriye sadece uluslararası sıralamada Türkiye’yi aşağılara çekmek amacıyla ve bilinçli olarak yapıldığı şüphesi kalıyor.
“Farklı kriterler” meselesini irdelemeye olanak tanıyacak verilere sınırlı da olsa sahibiz. 2022 yılında açıklanan Adalet İstatistikleri’nde “dosya bazlı” şüpheli sayısı yerine “kişi bazlı” şüpheli sayısı açıklanmaya başlanmıştı. İyi niyetli bir düşünceyle Türkiye’nin ülke içinde “dosya bazlı” şüpheli sayılarını açıklarken BM ve AB’ye “kişi bazlı” şüpheli sayılarını verdiği ve aradaki farkın buradan kaynaklandığı ileri sürülebilir. Ancak 2022 yılı Adalet İstatistikleri’nde geriye dönük olarak da düzenleme yapılmış ve “kişi bazlı” olarak “yıl içinde açılan dosyalarda her 100.000 kişideki şüpheli sayısı” da açıklanmıştı.[7] “Kişi bazlı” ancak “erişkin nüfusu” dikkate alan bu rakamlar üzerinden “kişi bazlı” ancak “toplam nüfus”u dikkate alan hesaplama yapıldığında ortaya çıkan 100.000 kişideki şüpheli sayısı 2015-2018 yılları için sırasıyla 4.875, 5.010, 5.314 ve 5.397’dir. Bu rakamlar BM’nin açıkladığı 3.329, 3.346, 3.647 ve 3.762 rakamlarının yine oldukça üzerindedir. Dolayısıyla, eğer ki “dosya bazlı”/”kişi bazlı” ayrımının ötesinde bir “kriter” farklılığı söz konusu değilse geriye uluslararası sıralamalarda Türkiye’nin kötü durumunu aşağılara çekme çabasından söz etmek mümkündür. Her iki listede de Türkiye’nin yeri dikkate alındığında bu şüphe diğer seçeneğe göre ağırlık kazanmaktadır.
BM’nin açıkladığı 2003-2018 yıllarına ait “Şüpheli Kişiler” listesine göre Türkiye, ülke içinde açıklanan rakamlardan daha düşük rakamlar sunulmuş olmasına rağmen, en fazla sayıda insanın soruşturmaya tabi tutulduğu ülkeler sıralamasında sürekli olarak ilk 7 ülke arasında yer alıyor. Verilerin açıklandığı son iki yıl (2017 ve 2018) ise sırasıyla 3.647 ve 3.761 oranlarıyla üçüncü sırada. Ancak ülke içinde açıklanan rakamlar dikkate alındığında sıralama değişiyor ve Türkiye her iki yıl için de Kıbrıs ve Belçika’nın önüne geçerek birinci sıraya yerleşiyor.
AB’nin istatistik kuruluşu EUROSTAT’ın açıkladığı verilere göre 100 bin kişi içindeki şüpheli sayısında 2021 yılının ilk 10 sırası aşağıdaki gibidir.[8] Türkiye’nin verileri sadece 2011 ve 2012 yılları için sunulduğundan ve 2012 yılı sonrasında bu veriler gözükmediğinden 2021 yılı verisi tarafımızdan eklenmiştir.
Sonuç Olarak
AKP iktidarında soruşturma sayılarında, faili meçhul dosya oranlarında, siyasi gerekçelerle yürütülen soruşturmaların sayısında görülen ciddi artış halka yönelik kriminalizasyonun bariz göstergeleri olarak orta yerde durmaktadır. Birleşmiş Milletler’e verilen rakamların düşüklüğü ve AB’ye son yıllarda hiç rakam verilmeyişi ise bunun uluslararası kamuoyundan gizlenmesi çabası
[1] 2021 yılında ise “Faili Meçhul” isminin ve bu dosya sayılarının yüksekliğinin yarattığı rahatsızlığın etkisiyle olsa gerek hem veri toplama hem de isimlendirme konularında bir değişikliğe gidilerek “Daimi Arama Kararı Verilen Dosyalar” başlığı altında sadece haklarında “daimi arama kararı verilen”lerin sayıları açıklanmaya başlanmıştır. Bu değişiklikle beraber 2020 yılında 4 milyon 226 binin üzerinde olan Faili Meçhul Dosya Sayısı 2021’de 3 milyon 703 bin 184’e, 2022’de ise 3 milyon 731 bin 780’e gerilemiş ve Faili Meçhul Dosyaların toplam dosyalara oranı 2020’de yüzde 46,98 iken 2021’de 37,84’e, 2022’de ise 35,21’e inmiştir.
[2] Adalet İstatistikleri 2022, sayfa 65
[3] Yukarıdaki grafiğe bakıldığında 2009 yılında hem sonuçlandırılan soruşturmaların hem de kamu davası açılan şüphelilerin sayısında bir artış görülmektedir. Ancak bu artış ve farklılık, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün veri toplama yöntemindeki değişiklikten kaynaklanmaktadır. 2008 yılı ve öncesinde şüpheliler hakkında verilen kararlarda dosya bazlı sayım yapılırken 2009 yılı ve sonrasında suç bazlı sayım yapılmaya başlanmıştır.
[4] Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 2009 yılı öncesine ait verilere neden ulaşılamadığına dair yapılan bir bilgi edinme başvurusuna, 2009 yılında veri toplama yönteminde değişiklik yapıldığını ve yapılan araştırmaların bu değişikliği dikkate almayarak “kamuoyunda yanlış bilgi ve algıya neden oldukları”nı belirterek yanlış anlaşılmaların önüne geçebilmek gayesiyle bu verilerin sitelerinden kaldırıldığı cevabını vermiştir (https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/236091-bakanlik-bilgileri-hatali-yorumluyordunuz-kaldirdik).
[5] ASİGM, 2009-2021 yılı Adli İstatistikleri’nde sadece “suç” sayısını açıklarken 2022 yılı Adalet İstatistiğinde ilk defa “suç” verisine ek olarak “dosya”ve “şüpheli” sayılarını da vermeye başlamıştır. Bu grafik “suç” verileri kullanılarak oluşturulmuştur.
[6] https://dataunodc.un.org/data/crime/Persons%20prosecuted
[7] TÜİK, Adalet İstatistikleri 2022, sayfa 18
[8] https://ec.europa.eu/eurostat/databrowser/view/CRIM_JUST_CTZ/default/table?lang=en